9 Haziran 2020 Salı
Kimden: AYSIN KADİRBEYOĞLU
Tarih : 9 Haziran 2020
Kime : Genç Hukukçu
Konu : AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEKİ LL.M. PROGRAMLARINA BAŞVURU SÜRECİ

Hukukçu bir ailenin kızı olarak, avukat olmak istediğime karar verdiğimde henüz “avukat” demeyi ilk öğrendiğim yaştaydım. Liseye başladığımda hayallerim de benimle birlikte büyümeye, küreselleşmeye başlamıştı. Hedefimde hukuk temel eğitimimi (J.D.) de Amerika’da almak vardı. Okulları inceleme sürecimde tanışıp fikir danıştığım avukatlardan birinin ilk sorusu “Hayatını Amerika’da mı sürdürmek istiyorsun?” oldu bana. İsteğim kesinlikle bu değildi. Neden Amerika’da eğitim almak istediğimi, Türkiye’deki bağlantılarımı ve burada iş yapmayı düşünüp düşünmediğimi, hangi alanda avukatlık yapmak isteyebileceğimi sordu, beni büyük dikkatle dinledi, kendi deneyimlerini ve bu konudaki bakış açısını bana tüm gerekçe ve argümanlarıyla anlattı. Bu sohbet, üniversite tercihlerim için yön vermekten fazlasıyla öteye geçip, beni hedeflediğim meslek hayatının gerçeklerini özümseyerek planlamaya da teşvik etmiş oldu. Amerika’da yüksek lisans (LL.M.) imkanını ilk kez bu konuşmada öğrendiğim günden beri mesleki hedeflerimden biri haline getirdim ve 2018 yılında New York Üniversitesi (NYU) International Business Regulation, Litigation and Arbitration LL.M. programından mezun oldum.

LL.M. BAŞVURUSU FAZLASIYLA ZAHMETLİ OLMAKLA BİRLİKTE OLDUĞUNDAN ÇOK DAHA KOMPLİKE GÖZÜKEN BİR SÜREÇ

LL.M. başvuru sürecini minimum seviyede stresle atlatmanın ilk kuralı zamanlamayı iyi yapmak. Fiili başvuru aşaması kadar olan, planlama, araştırma ve karar verme aşamaları da oldukça önemli. Ne yazık ki, başvurular sürecinde en çok kaçırılan nokta da işte tam burası. Bir anda gelip çatan başvuru tarihleri (deadline), Türk eğitim sisteminde daha önce karşılaşmamış olmanız muhtemel bir sürü gerekli evrak ve prosedür, burs başvuruları için istenen ek çalışmalar derken başvuru sürecine benim gibi birkaç ay ayırmış olsanız dahi zaman yetmiyor gibi gözükecek. Özellikle, çalışırken başvuru sürecini yöneten hukukçular için bu zamanla yarış hali daha zorlu olacak ve çoğu zaman ertelemeler ile sonuçlanacak. Bunu engellemek için LL.M. yapmayı senenin en az bir sene öncesinde oyun planınızı kurmuş olmak en büyük avantajınız olacaktır.

PLANLAMA AŞAMASI

Oyun planı, herkes için farklı olup; amacı, sizin yurtdışında geçireceğiniz bu yıl ve sonrasından beklentilerinizi belirlemek ve şekillendirmektir. Şöyle ki, sizin için yüksek lisans akademik bir başarı mı olmalı? Yoksa mesleki bir amaçla desteklenmiş bir rahatlama senesi mi? Yurt dışı tecrübesi edinmek mi? Yoksa, yurt dışında çalışma hedefiniz için bir ön adım mı? Veya, ilgi duyduğunuz bir alana yönelip bu konuda uzmanlık eğitimi mi almak istiyorsunuz? Bence bu soruların sizin için cevabını bulmak hazırlık aşamasındaki en kritik nokta. Özellikle, günümüzde ekonomik koşullar ve yurtdışında eğitim/yaşam masrafları göz önüne alındığında, programın maliyetine karşılık sizin alacağınız fayda en üst düzeyde olmalı. Bunu sağlamanın ilk yolu ise LL.M.’den ne istediğinizin cevabını bulmaktan geçiyor. Bu cevabı dürüst bir şekilde verdiğiniz zaman, araştırma sürecine de bir – sıfır önde başlamış olacaksınız; zira yalnızca Amerika’da LL.M. programı sunan hukuk fakülteleri, bu fakültelerdeki farklı LL.M. programları, bu programların başvuru kriterleri ve burs destekleri dahi sayıca yüzlerceyi bulurken, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde benzer nitelikte ve fazlası doktora imkanları ile sunulan programları da göz önüne alırsak yoğun bir araştırma yükünün daha ilk etaptan yarısından fazlasını elemiş olacaksınız. Bu eleme bölgesel, finansal veya sektörel olabilir. Örneğin, akademik başarısı ve İngilizce seviyesi yüksek olup, Amerika’da avukatlık yapma hedefi de olan öğrenciler genellikle başvurularını, yüksek işe giriş oranları sebebiyle Ivy League veya diğer East Coast okullarına yapmayı tercih etmektedirler. Yine akademik başarısı yüksek olup finansal açıdan yurtdışı eğitimini karşılayacak durumu olmayan öğrenciler, başvurularını okulların ve hukuk fakültelerinin burs imkanlarına göre şekillendirebilmektedir. Çalışma tecrübesine sahip olup, kendi alanında uzmanlığını pekiştirmek ve yurtdışı müvekkil çevresine açılmak isteyen – nispeten – kıdemli avukatlar ise çoğunlukla bu elemeyi hukuk fakültelerinin sektörel başarısına göre yapmaktadır. Top tier hukuk fakülteleri her zaman için prestij sağlasalar da, LL.M.’in mesleki bir gelişim hedefi olduğu ve dolayısıyla, seçeceğiniz hukuk fakültesinin size etiketten fazlasını verebileceği unutulmaması gereken bir nokta. Örneğin, tahkim üzerine uzmanlaşmak isteyen bir LL.M. adayı, Amerika’nın tartışmasız en iyi hukuk fakültelerinden olan Harvard Law School, Berkeley Law ve Chicago Law’da bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda tahkim dersi bulabilecekken, Miami Law School’da dünyanın en iyi tahkim hocaları ve uygulamacıları tarafından hazırlanmış bir ihtisas programı (specialization) ile tüm ders programını tahkim derslerinden, farazi dava yarışmalarından (moot court) ve tahkim stajlarından oluşturabilir, üzerine de çeşitli tahkim burslarından faydalanabilirler. Diğer yandan, kamu hukuku ile ilgilenen her avukatın ilk erken başvurusu Harvard Law School olacakken, ekonomi hukukçularının rüyasını Chicago’nun LL.M. programı süsleyecektir. Diğer taraftan, IP/IT alanında kariyer düşünenlerin başvuru dosyasında muhtemelen yalnızca West Coast okulları yer alacaktır. Her halükarda, araştırmanızı hedefe yöneltmek, yani bölgesel, finansal, sektörel değerlendirmeleriniz ile “LL.M.’den ne bekliyorum” sorusunun cevabına odaklanarak yola çıkmak size zaman, enerji ve en önemlisi motivasyon kazandıracaktır.

ARAŞTIRMA AŞAMASI

Araştırma aşamasında genişleyen portföyünüz zaman zaman geri dönüp planlamalarınızı yeniden şekillendirmenize yol açabilir. Bir okulun birden çok LL.M. programı dikkatinizi çekebilir, veya çift diploma programları gibi çok çekici opsiyonlar karşınıza çıkabilir. Planlama ve araştırma çalışmalarına ne kadar erken başlarsanız, bu plandan sapmalara (detour) ayıracak çok daha fazla vaktiniz olur. Başta hiç aklınızda olmayan bir seçenek, sizin için en iyi fırsat olabilir. Etraflı bir araştırma yapmadan bu yola çıkan başvurular herkesçe bilinen 3-5 okulla sınırlı kalmakta, belki tam öğrenciye yönelik birçok özellikli program hiç değerlendirilmemekte ve burs imkanları da kaçabilmektedir. Bunu engellemenin tek yolu ise, başvuru sahibinin bu yola sağlam adımlarla çıkması ve gereken emeği göstermesidir. Günün sonunda, sizin ne istediğinizi, size neyin en iyi şekilde hitap edeceğini sizden daha iyi kimse bilemez. Siz kendi vaktinizi ayırmazsanız, siz araştırmanızı yapmazsanız, kimse bu çabayı sizin için, sizin yerinize gösteremez. Araştırmaya erken başlamanın da birçok faydasını göreceksiniz. Öncelikle eleme yönteminize göre seçtiğiniz okulların tüm programlarını, başvuru koşullarını ve burs şartlarını inceleme ve daha önemlisi karşılaştırmak için zamanınız olacak. Bazı okulların LL.M. yanında ihtisas sertifikası (specialization) imkanı sunduğunu, bazı programların belli koşulları taşıyan öğrencilere özel burs olanakları sağladığını, bazı derslerin konunun duayeni hocalar tarafından verildiğini, kimi okulların mezuniyet sonrası staj veya doktoraya başvuru imkanlarının diğerlerinden fazla olduğunu göreceksiniz. Bu karşılaştırma, sizin hangi okullara başvuracağınızın kararını vermenizde fazlasıyla yardımcı olacak. Bazı LL.M. programlarının kabul oranlarına baktığınızda öğrencilerini daha tecrübeli ve hatta kıdemli avukatlardan seçtiklerini görebilirsiniz. Daha da önemlisi, ilginizi çeken programların mezunlarıyla konuştuğunuzda daha tecrübeli olanların iş bulma oranlarının daha yüksek olduğunu fark edebilirsiniz. Kendi deneyimimden örnek vermem gerekirse, henüz az tecrübe ile (junior associate) olarak başvurduğum programda, benim haricimdeki 26 kişiden 24’ü yaşça benden büyük ve kıdemce benden yüksekti. Bazı sınıf arkadaşlarım, ülkelerindeki ofislerinde kıdemli avukat (senior associate) veya ortak (partner) konumundaydı. Bazıları, ofislerinin veya şirketlerinin onlara sağladığı burs imkanı ile gelmişti. Bazıları ikinci LL.M.’lerini yapıyordu. Çoğu dersleri sıfırdan öğrenmeye değil, uluslararası bir bakış açısı kazanmaya ve öğrendiklerini uygulamaya dökmeye gelmişti. Neredeyse hepsi, bir sonraki senenin ve hatta sonrasının planını çoktan hazırlayarak programa başlamıştı. Bu noktada, seçtiğiniz programın niteliğine ve LL.M.’den beklentinize göre belki başvuru sürecinizi erteleyip bu süreçte iş tecrübenizi artırmak ve bu şekilde hem özgeçmişinizi (CV) kuvvetlendirmek hem de katılacağınız derslerden alacağınız verimi arttırmak isteyebilirsiniz. Yapacağınız bu araştırma, tercih edeceğiniz programa karar vermek kadar, bu programa katılmaya ne zaman hazır olduğunuza da karar vermenize yardımcı olacaktır.

KARAR VERME VE SEÇİM YAPMA AŞAMASI

Araştırma aşamasında önce geniş bir dosya ile başlayıp, sonra hangi programlar size daha çok hitap ediyorsa diğerlerini elemek yöntemiyle portföyünüzü daraltmak faydalı olacaktır. Portföyünüzdeki programlar arasında birbirine benzeyenleri, burs imkanlarına, mezunlarının işe giriş oranlarına, okulun bulunduğu şehre veya sizin için önemli olan diğer benzer faktörlere göre karşılaştırıp, fiyat – fayda oranını da göz önüne alarak listenizi daraltabilirsiniz. Sonrasında, okulların başvuru şartlarına ve tarihlerine göre bir değerlendirme yapabilirsiniz. Örneğin, kimi okulların talep ettiği TOEFL veya IELTS skoru sizin güncel skorunuzdan çok yüksek olabilir. Planlama ve araştırma sürecine erken başlamış olmanın avantajlarından birini bu aşamada göreceksiniz. İlk etapta gerekli skoru sağlayamıyor olsanız bile gerekli hazırlığı yapıp gerekirse birkaç kez bu sınavlara girerek skorunuzu istenen düzeye getirebilirsiniz. Aynı şekilde, sizden talep edilebilecek çeşitli burs başvurusu ve motivasyon yazıları için ön hazırlık yapabilirsiniz. Kimi okulların talep ettiği not ortalaması (GPA) sizin ortalamanızdan yüksek, hatta çok yüksek olabilir. Belli bir oranda sapmalar moralinizi düşürmesin, yine de başvurun. Ancak, başvuracağınız tüm okulları not ortalamanızın tutmadığı hedeflerden seçmek doğru bir strateji olmayacaktır. Aynı şekilde, kabul oranı ve sıralamaları (ranking) benzer okulların hepsine aynı anda başvurmayı hedeflemek sizin için zaman, enerji ve para kaybı olacaktır. Dolayısıyla eleme yoluyla en yüksekten en düşük hedefinize doğru bir sıralama yaparak etkili bir başvuru stratejisi izleyebilirsiniz. Örneğin, bu okula girme şansım çok düşük dediğiniz bir okul, bu okula muhtemelen girerim dediğiniz üç okul ve bu okula havada karada girerim dediğiniz bir okula başvurmak ideal bir oyun planı olacaktır. Bütçenize ve vermeye hazır olduğunuz emeğe göre belirlediğiniz 3 ila 6 program belirlediğinizde, bu defa sıra bu programları derinlemesine inceleyip, tüm gerekli belgeleri, başvuru tarihlerini ve başvuru süreçlerini inceleyeceğiniz sürece gelecek. Bu ve devamındaki fiili başvuru süreci meşakkatli ve yoğun geçecek.

FİİLEN BAŞVURU AŞAMASI

LL.M. yolculuğunun adaylarda en çok yankı uyandıran bölümü genellikle başvurunun fiilen yapıldığı aşama oluyor. Özellikle Türk eğitim sisteminde alışık olmadığımız şekilde ilerleyen bu süreç, başvuranlardan motivasyon mektupları (statement of purpose) yazmalarını, referans mektupları (reference letter) toplamalarını, dil sınavlarına (TOEFL, IELTS vb.) girmelerini ve hatta kimi okullar için hukuki bir makale (research paper) hazırlayıp sunmalarını bekliyor. Bu başvurular, alanlarında uzman ekiplerce, başvuru sahibi ve okulun birbirlerine ne kadar uyumlu olduğuna ve başvuru sahibinin başvurduğu programa neler katabileceğine odaklanmak suretiyle değerlendiriliyor. Başvuru dosyanızı oluştururken amacınıza odaklanmanız, bu amacı başvurduğunuz okula yansıtabilmeniz ve bu aşamada biricik (unique) olabilmeniz, yani kendiniz olabilmeniz çok önemli. Bununla kastettiğim şu: Herkes Harvard’da hukuk okumak ister. Bu bir motivasyon değildir ve size Harvard’ın kapısını açmaz. Harvard’da okumanın sizin için ne ifade ettiğini, size neler katacağını, bu katkı sayesinde mezun olduktan sonra neler yapmayı hedeflediğinizi ve bu hedefe sizi götürebilecek olan aracın neden başka bir okul değil de Harvard olduğunu anlatabilmeniz de lazım. Bunu yaparken, Harvard’ın sizin için yalnızca bir etiketten ibaret olmadığını, okulun felsefesini gerçekten anlayıp özümsediğinizi onlara yansıtabilmeniz gerekir. Harvard’da ders veren bir hocanın kitabını okuduktan sonra hukuk fakültesine gitmeye karar verdiğinizi yazmak muhtemelen başvurunuzu klişe yapacaktır. Diğer taraftan, bu hocanın kitabı üzerine yazdığınız bir makale yayımlanmış, olumlu tepkiler uyandırmış, bu da size bir iş imkanı sağlamış ve o alanda çalışma fırsatı edinmenize yol açmışsa, durumunuz farklı olur. Kendinizi daha da fazla geliştirmek ve araştırmalarınızın üzerine gitmek için Harvard en doğru okul adayıdır. Yine, sizin de Harvard’a verebileceğiniz bir şeyler olmalıdır. Yukarıdaki örnekten devam edersek, bu sizin editöryel yetenekleriniz olabilir. Öyle ise, Harvard Law Review için ne kadar değerli bir katkı olabileceğinizi başvuru kuruluna hissettirebilirsiniz – bunu yaparken, söylemeye değil göstermeye çalışmanız her zaman faydanıza olacaktır. Referans mektupları için de aynı şey geçerli, yani özgünlük. Size özgü bir referans sizi rakiplerinizin önüne geçirecektir. Not ortalaması düşük olduğu halde Ivy League okullarına giren öğrencilerin sırrı, büyük çoğunlukla başvuru dosyalarındaki motivasyon mektupları ile referanslarının kuvvetli olması ve ders dışı başarılarının da yüksek olmasıdır.

Tüm bu aşamalar zahmetli gözükse de, LL.M. başvuru sürecinin kafanızı karıştırmasına ve sizi ümitsizliğe düşürmesine izin vermeyin. Zamanınızı doğru ve iyi kullanın. Sizden önce bu programlara başvurup bu deneyimi yaşamış ve size vakit ayırabilecek bağlantılarınızdan yardım almaya çalışın. İlk bakışta fazlasıyla komplike görünen LL.M. başvuru sürecinin, doğru yöntemler izlendiğinde başarıyla yönetilebildiğini göreceksiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.